Hürriyet yazarı, Havacılık uzmanı duayen gazetesi Uğur Cebeci’nin, THY’nın Avusturalya’ya girişi Melbourne uçuşuyla ilgili köşesi,
TÜRK Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat ilk THY’nin Avustralya kıtasına düzenlediği ilk sefer için bir basın toplantısı yaptı. Yanında Basın Müşaviri Yahya Üstün, THY’nin CFO’SU Murat Şeker, Ticari Genel Müdür Yardımcısı (ona sistemin akıllı karıncası da diyorlar) Ahmet Olmuştur da vardı. Toplantıya Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Enver İskurt ile Sivil Havacılık Genel Müdürü Prof. Dr. Kemal Yüksek de katıldı.
Toplantıda Bolat yarattıkları rekor hizmet ihracatını anlattıktan sonra asıl hedeflerinin transit yolcudan çok Türkiye’de konaklamayı özendirmek olduğunu söyledi. Neredeyse başta Göbekli Tepe olmak üzere Türkiye’deki bütün arkeolojik kazıları ezbere bilen, yakından izleyen Bolat, bu insanlık tarihini anlatan kazıları dünyaya tanıtmak için seferber olduklarını söyledi. Türkiye’nin tarihinden mücevher sanatındaki başarısına kadar her şeyin paraya çevrilmesi gerektiğini anlatan Bolat, yakın gelecekte A350 ve B777 uçaklarında ‘business sınıfı’nda yerli koltukların kullanılacağını da açıkladı. Bu koltuğun ilk kez Hamburg’da yapılacak uçak içi donanım fuarında müşterilerle tanıştırılacağı haberini verdi.
Bolat’ın verdiği bilgilere göre ilk aşamada haftada üç gün yapılan İstanbul- Melbourne uçuşlarının kısa sürede günlük seferlere dönmesi için de planlamalara başlandı. İlk sefer dışındaki bütün uçuşlar B787-9 uçakları ile yapılacak. B777X diye bilinen ultra uzun menzilli uçağın alımı için bu uçağın müşterilere tesliminin ve bir süre kullanılmasınının bekleneceği açıklandı.
Bolat Avusturalya uçuş izinlerinin çok kolay olmadığını ama çok destek gördüklerini de söyledi. Şu anda THY’nin haftada 21 uçuş hakkı var ama sonraki yıllar bu 3’e kadar çıkacak. Bilet ücretleri özellikle rakiplere göre ucuz tutuldu. Avusturalyalıların daha ucuza en iyi ürünü alacaklarını söyleyen Bolat bu sayede rekabette hep önde olacaklarını vurguladı.
Uçak büyük de olsa kokpitler dar alanlardır. Avusturalya doğumlu ilk Türk Kaptan pilotumuzla olan bu fotoğrafı THY Basın Müşavirliğinden Selim Türk çekti.
AVUSTURALYA’DA DOĞAN PİLOTLAR
İlk sefere ben de katıldım. Uçağımızın üç kaptanından ikisi Avusturalya’da doğmuş büyümüş pilotlardı. Kaptan pilot Hakan Turgut, Aytuğ Çoşkun ve Muhammet Huz mükemmel bir inişle bizi 6’ıncı kıtayla tanıştırdılar. Kaptan pilot Hakan Turgut bundan tam 26 yıl önce kendisi ile yaptığım bir röportajı çıkarıp gösterdi. Hayatı boyunca sürekli spor yapan Kaptan, boksta da çok başarılı oldu. Uçağın Purser’ı Ali Buluş ve ekibi flying şeflerle birlikte harika sunumlar yaptı. DO&CO ekiplerinin Singapur’da kaburga eti ve özel karamelize soğanla hazırladıkları hamburgerler Singapur-Melbourne uçuşumuzda inanılmaz beğeni kazandı.
İstanbul-Singapur aktarmalı Avusturalya Melbourne uçuşları THY’nin A350-1000 uçakları geldiğinde direkt yapılacak. Ama şirketin Başkanı Ahmet Bolat bu duraklı uçuşlara da ayrıca devam edileceğini söyledi. Yolcular uçakta ekip değişimi ve yakıt yüklemesi yapılırken dünyanın en iyi havalimanlarından olan Singapur Changi’de hoş zaman geçirme imkânı buluyorlar. Ayrıca 5. Trafik hakkı sayesinde bazı yolcular burada iniyor ve bazı yolcular da Melbourne’a gitmek için uçağa biniyor. Bir buçuk saatlik beklemenin ardından 7 saatten biraz fazla bir uçuşla Singapur’dan Melbourne’a gidiliyor. THY şimdi de yine bir duraklı uçuşla Yeni Zelenda’da Oakland (Auckland) uçuşlarını planlıyor.
YERLEŞİK TÜRKLER KONVOYLA KARŞILADI
THY uçağı mükemmel bir alçalma ile Melbourne (MEL) havalimanına indiğinde burada yaşayan Türkler otobanlarda adeta şenlik düzenlediler. Türk bayrakları ile konvoylar oluşturuldu. Uçak piste konarken dışarıda inanılmaz bir şölen yaşandı. Terminal içine de gelen Türk vatandaşları ellerinde bayraklarla yolcuları ve uçuş ekibini alkış yağmuruna tuttular. THY Basın Müşaviri Yahya Üstün bu coşkuyu fotoğraf ve görüntülerle bütün dünya ile paylaştı. Havalimanına uçağımız indiğinde itfaiye ekipleri tarafından uçağın iki yanından su püskürtülerek geleneksel olarak yapılan su takı çevreci bir karar nedeniyle yapılmadı. Uçağımız Melbourne’e inmeden önce yapılan anonsta da uçaktan dahi olsa hiçbir yiyeceğin ülkeye sokulmaması, çevreye zarar verilmemesi için özen gösterilmesini anlatan uzun bir anonsla uyarıldık.
SAKİN ŞEHİR
Melbourne sakin bir şehir aslında. Güney Yarımküre’nin en güney ucundaki en kalabalık şehir. Nüfusu 5.5 milyon civarında. En çok göç İrlanda, İskoçya ve Almanya’dan olmuş. Artık ciddi bir Türk nüfusu da var. Bu şehir Güney Yarımküre’deki ilk spor olimpiyatlarını da gerçekleştirmiş. Kültür, sanat ve mimari Melbourne’ün yapısını oluşturuyor. Şehrin huzuru çalışmak için gelen Asya kökenlilerle biraz bozulmuş. Suç oranı artmış. Son zamanlarda ailesi zengin ve yurtdışından Melbourne’e eğitim için gelmiş gençler kaçırılıyor. 100 bin dolar civarında fidye isteyen Asya kökenli çeteler tarafından para alındıktan sonra serbest bırakılıyor. Bu çeteler kentin suç oranını yükseltmiş, huzurunu bozmuş. Bu tertemiz şehirde aslında herkes yabancı. Ama burada doğanlar artık ailelerinin nereden gelip Melbourne’e yerleştiklerinden söz etmiyorlar. Avusturalyalı olmak önemli bir kimlik artık. Anzaklar, Çanakkale’deki anıları ile burada küçük bir müzede yer alıyor. Botanik bahçesi ve alış veriş merkezleri şehrin mutlaka görülmesi gereken yerleri arasında. Ve ayrıca dünya mutfağının bütün örneklerini sunan restoranlar var. Bunların iyilerini de aramıza katılan Master Şefin en renkli siması Soner Şeften öğrendik.
patronlardunyasi.com