Görev süresi bittiğinde, Uluslararası Uzay İstasyonu’nun yerini ne alacak?

1979 yılında NASA’nın ilk uzay istasyonu olan Skylab, Dünya’ya geri döndü. Plan, istasyonun Hint Okyanusu’na düşmesiydi ancak atmosferde beklenenden daha fazla dayanarak parçalanmadan ilerledi. Sonunda batı Avustralya’ya kadar uzanan enkaz parçaları ortaya çıktı. En büyük parçalar ise Esperance kasabasının yakınlarına düştü.

Kasaba yetkilileri bu durum karşısında ilginç bir karar aldı: NASA’ya 400 dolarlık “çöp atma” cezası kestiler. Tabii ki bu borç ödenmedi. Olay esprili bir yaklaşım olarak görülse de, Skylab’ın akıbeti 1970’lerde adeta bir şakaya dönüştü. Hatta 2009’da bir Kaliforniyalı radyo programcısı dinleyicilerinden topladığı parayla bu cezayı ödemeyi başardı.

ISS ve uzun süreli uzay deneyimleri

Aradan yaklaşık yarım yüzyıl geçti ve yine benzer bir durumla karşı karşıyayız: Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) görev süresinin sonuna geliyor, ancak hazır bir yedek istasyon yok.

1998’de ilk modülleri fırlatılan ISS, bugüne kadar 4.000’den fazla bilimsel deneyin merkezi oldu. Uzun süreli uzay yolculuklarının insan sağlığına etkilerinden, yalnızca mikro yerçekiminde üretilebilecek yeni malzemelere kadar pek çok konuda araştırmalar yapıldı. En önemlisi, insanlığın uzayda uzun süre yaşaması ve çalışması için gerekli bilgi birikimi kazanıldı.

NASA’nın yeni planı: Özel şirketlere devretmek

NASA, ISS’i 2030’da kontrollü biçimde Dünya atmosferine sokmayı planlıyor. Doğrudan bir yedek üzerinde çalışmak yerine, uzay istasyonlarının geleceğini özel sektöre devretmeyi tercih ediyor.

Bu kapsamda geliştirilen Commercial LEO Destinations Programı, özel şirketlerin kendi istasyonlarını kurmalarını teşvik ediyor. NASA da bu istasyonların sadece bir müşterisi olacak. Böylece, hem maliyet hem de operasyon yükü paylaşılmış olacak.

Axiom Space öne çıkıyor

Bu alanda birden fazla aday bulunuyor: Orbital Reef (Blue Origin & Sierra Space ortaklığı), Starlab (Voyager Technologies & Airbus ortaklığı) ve en güçlü aday olan Axiom Space.

Axiom Space, istasyonunun ilk modülünü neredeyse tamamladı ve 2027’de Falcon Heavy roketi ile ISS’e bağlamayı planlıyor. Daha sonra bu modülü ISS’ten ayırarak kendi istasyonunu büyütecek. Hedef, ISS’in kullanılabilir hacminin iki katına ulaşmak.

Axiom, geçtiğimiz yıl özel astronotları ISS’e götürerek operasyonel deneyim kazanmaya da başladı. Bu sayede hem yer ekibi ile iletişim hem de bilimsel deneylerin yönetimi konusunda tecrübe edindi.

Özel sektörün uzaydaki rolü

Eğer Axiom veya diğer şirketler başarılı olursa, Dünya yörüngesinde insanlığın sürekli varlığı devam edecek. Ancak bu kez devletlerin yanında özel şirketler de sahnede olacak. Gelecekte bu istasyonlar sadece bilimsel araştırmalara değil; sıfır yerçekimli oteller veya özel üretim tesisleri gibi ticari amaçlara da hizmet edebilir.

NASA, daha önce Commercial Crew Programı ile benzer bir başarı elde etmişti. Falcon 9 roketi ve Dragon kapsülü bu program sayesinde geliştirilmiş ve hem özel hem kamu projelerinde kullanılmaya başlanmıştı. Aynı başarıyı, ISS’in emekliye ayrılmasıyla doğacak boşlukta da tekrar etmeyi umuyorlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir