Gabriel Garcia Marquez’in son yıllarında üzerinde çalıştığı ve “Bu kitap işe yaramaz. İmha edilmesi lazım” dediği romanı, oğulları Rodrigo Garcia Barcha ve Gonzalo Garcia Barcha’nın kararıyla yayımlandı. ‘Ağustosta Görüşürüz’ adlı roman Türkiye’de de Can Yayınları tarafından Emrah İmre çevirisiyle yayımlandı.
Rodrigo ve Gonzalo Garcia Barcha kardeşlerden Gonzalo, Oksijen’den Elif Tanrıyar’a konuştu. Gonzalo Garcia Barcha, son kitabın tartışmalı yayımlanma kararını, Marquez gibi bir ismin oğlu olmayı anlattı.
‘KİTABI YAYIMLAMANIN UYGUN OLDUĞUNA KARAR VERDİK’
Eseri yayımlamaya giden yolu özetleyen Gonzalo Garcia Barcha, şöyle konuştu:
“2000’lerin başında, 2000 ve 2003 yıllarında bu kitap üzerinde çalışıyordu ve kitabın tamamını yazmayı başarmıştı. Aslında, kitabı son haline getirirken hafıza kaybı problemiyle karşılaştı. Bir noktada kitabın artık kontrolü altında olmadığını fark etti ve kitabı yayımlamamaya karar verdi. Yaklaşık olarak 2013’te, Gabo’nun tüm belgeleri Texas, Austin’e, Harry Ransom merkezindeki kütüphaneye gönderildi. Bu belgeler arasında bu kitabın orijinalleri de vardı. Ağustos’ta Görüşürüz adlı bu eser, kütüphanede kaldı ve esasen herkese açıktı. O aşamada insanlar kütüphaneye gidip kitabı okuyabiliyordu. Bazı arkadaşlar, bazı gazeteciler, bazı eleştirmenler Austin’e gidip kitabı okudular. Sürekli olarak kitabın kalitesi hakkında geri bildirimler alıyorduk, kitabın değeri üstüne bazı eleştiriler çıkıyordu. 2021 civarında, kardeşim ve ben kitabı gözden geçirmeye karar verdik. Garcia Marquez’in edebiyat ajansına ve uzun süre babamın editörü olan Cristóbal Pera’ya verdik. Hepimiz okuduk ve kitabı kütüphanede bırakıp insanların kütüphaneye gidip okumasına mı yoksa Gabo’nun okuyucularına erişilebilir hale getirilmesine mi karar verileceği sorusunu sorduk. Sonunda kitabı yayımlamanın uygun olduğuna karar verdik. Gabo’nun okuyucularına erişilebilir olmayan bir esere sahip olma fikrinden pek hoşlanmadım. İlgilenen insanların Teksas’a gidip kitabı okumasını istemiyordum. Sonuç olarak, kitabı yayımlamaya karar verdik. Kardeşim ve ben hatta önsözde bunu belirtiyoruz, Gabo’nun en önemli eserlerinden biri değil bu. Bunu kimse beklemesin diyoruz. Ancak bu kitap, diğer Gabo kitaplarında işlenmeyen bazı temaları tanıtan bir kitap.”
‘OLDUĞU GİBİ BIRAKMAYA ÇALIŞTIK’
Eseri mümkün olduğunda orijinal haliyle bırakmaya çalıştıklarını belirten Gonzalo Garcia Barcha, “Çok fazla düzenleme yapmadık. Romanın birçok farklı versiyonu vardı, ama farklar, küçük ayrıntılardı. Bir şeyler eklememeye, oynamamaya çok dikkat ettik. Mesela, bu sıfat uygun değil, o zaman bunu başka bir ‘Garcia Marquez sıfatı’ ile değiştirelim, gibi bir şey yapmadık. Olduğu gibi bırakmaya çalıştık. Ve evet, çok dikkatli okuyucular için, bu küçük aksaklıklar çok açıkça fark edilebilir. Ama biz gerçekten o kısma girmek istemedik. Sadece Gabo’nun bıraktığı orijinal haliyle romanı sunmaya çalışıyoruz” dedi.
‘BU BÜYÜLÜ GERÇEKÇİLİĞE DAYANAN BİR KİTAP DEĞİL’
Kitabın Marquez’in geniş kapsamlı edebi eserleriyle uyumunu nasıl gördüğünü anlatan Gonzalo Garcia Barcha, şöyle konuştu:
“Benzerlikler olduğuna inanıyorum. Kitabın çok güçlü bir kadın karakterini betimlemesi konusunda. Bence tüm kitaplarında birçok çok iyi kadın betimlemesi var. Genellikle kadınlar çok güçlü, ayakları çok yere basan kişiler. Çok rasyoneller. Çok mücadele eden ve çok güçlü prensipleri olan insanlar. Bence Ağustosta Görüşürüz bu tema üzerinde bir varyasyona sahip. İlk kez… Gabo’nun başkarakterin bir kadın olduğu bazı kısa hikayeleri oldu, ama bu kitapta olduğu kadar değil. Dramı bir kadının deneyimiyle görüyoruz. Bence bu, Gabo’nun erken kitaplarında sürekli olan ana faktörlerden biri. Bence bu, büyülü gerçekçiliğe dayanan bir kitap değil. Daha gerçekçi bir kitap. Onun daha sonraki eserlerinden bazıları gibi… Örneğin çikolata içerken uçmaya başlayan rahipler yok. Bu çok daha gerçek bir dünya durumu. Ve bu anlamda, daha çok ‘60 ve ‘70lerin kitaplarına değil, daha çok sonraki kitaplarına ait olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden bazı süreklilikler olduğunu düşünüyorum, ama aynı zamanda bazı değişiklikler de var. Modern otellerle modern bir yer betimlemeleri gibi… Bunlar onun olası süreklilik ve değişimleri.”
‘İNSANLARIN HAYATLARI HAKKINDA BİR TÜR ARAŞTIRMA YAPAN BİRİYDİ’
“Kolombiya’nın Karayip kıyısında bir evi vardı ve uzun süre orada zaman geçirdi. Oradan her zaman çok ilham almıştı. Ve bu kitapta o tadı çok fazla görebilirsiniz. Ayrıca, dünya çapında bir gezgin olarak çok zamanını otellerde geçirirdi ve otel endüstrisinin evrimini görmüştü” diyen Gonzalo Garcia Barcha sözlerini, “İnsanlarla bir arada olmayı seven ve insanların hayatları hakkında bir tür araştırma yapan biriydi. Başka insanlardan bilgi çıkarmada çok iyiydi. Sadece normal bir sohbet yaptığınızı düşündüğünüzde bile, diğer kişiyi fark etmeden merak ediyordu. Bu, onun gazetecilik yönüydü. Ve bu gözlemlerin birçoğu, kitaplarında karakter bileşikleri haline geldi” diye devam ettirdi.
‘YAPITLARININ TÜMÜNÜN OKUYUCULARINA SUNULDUĞUNA İNANIYORUM’
‘Ağustosta Görüşürüz’den okuyucuların ne çıkarabileceği sorusunu cevaplayan Gonzalo Garcia Barcha, “Umudum, Gabo’nun eserlerine düşkün olan insanların onu bir kez daha okuyabilmesi. Bence bu, bizim için çok önemliydi. Gabo’nun sesinin kitapta olduğunu düşünüyorum ve bunu kardeşimle birlikte önsözde de belirtiyoruz. Eğer dünya çapındaki okuyucular bu kitapta Gabo’nun ‘sesini’ bulurlarsa bu işimizi yapmışız demektir. Ve mirasına gelecek olursak da, artık yapıtlarının ‘tümünün’ okuyucularına sunulduğuna inanıyorum” diye konuştu.
‘ONUNLA HER ŞEYİN POZİTİF YANLARINI GÖRDÜK’
Gonzalo Garcia Barcha, Márquez’in oğlu olmanın nasıl bir deneyim olduğunu şu ifadelerle anlattı:
Özellikle çocukken çok yakındık. Küçükken, kardeşim ve ben, hep birlikte çok sıkı bir aileydik. Çok fazla yer değiştirdik. Avrupa’da yaşadık. Latin Amerika’da farklı yerlerde yaşadık. Ve evet, küçükken çok özverili bir babaydı. Bizi okula götürür, getirirdi. Bizimle konuşmaya çalışırdı. İyi bir edebi rehber ve genel anlamda iyi bir eğitimciydi. Bizi müzelere, sinemaya götürürdü. Birçok tutkuyu paylaşırdı. Bize gazeteleri okumayı öğretirdi.
Tabii ki, bir ergen olarak, ebeveynler istenen standartta olamazlar. Evet, elbette ergen krizleri vardır. Hem kardeşim hem de ben evden oldukça erken ayrıldık. Üniversiteye gittik. Evimizi oldukça erken yaşta terk ettik. Bu yüzden iletişim değişiyor. Daha uzak oluyor. Oldukça genç yaşta bir baba oldum. Bir baba olduğunuzda babanızı daha iyi anlamaya başlarsınız. Onları önce daha farklı bir şekilde ve sonra da ebeveynlerinizin yaşlanıp sonunda savunmasız hale geldiğini görürsünüz. Gabo, bir insanın sonunda kendi ebeveynlerinin ebeveyni haline geldiğini söylerdi. Kendi deneyiminden bahsederdi. Ve elbette, sonunda biz de bunu öğrendik. Yani, her zaman birlikte olunması çok ilginç bir insandı. Tabii ki, bir insanın hayatındaki zamanlar, yaşlar ve evreler vardır ve kendimden bahsediyorum, babanızı bu kadar çok okuyucu ve medya ile paylaşmak bazen zor olabilir. Ama avantajlar dezavantajlardan çok daha fazlaydı. Öte yandan kendi hayatı vardı ve çok bireyseldi ancak yaşamında neler olduğunu paylaşmaya da her zaman çok istekliydi. Çok ilginç bir yaşam sürdü. Birçok ilginç kişiyle tanıştı. İlginç yerlere seyahat etti ve biz de onunla birlikte gittik. Her şeyin en pozitif yanlarını gördük onunla.”
(KÜLTÜR SANAT SERVİSİ)