Gebeliğin 12 ay veya daha uzun süre gerçekleşmemesi şeklinde tanımlanan kısırlık, dünya genelinde pek çok kişiyi etkiliyor. Dünya Sağlık Örgütü, 6 kişiden birinin (yüzde 17,5) kısırlık yaşadığına işaret ederken, pek çok insan bu hastalıkla ilgili bilgi edinmek için araştırma yapıyor. Günümüzde her 10 evli çiftten yaklaşık birinde kısırlık probleminin var olduğunu söyleyen Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Kaan Aydos ise erkeklerde ürolojik bir hastalık olarak ele alınan kısırlığa yol açan riskleri ve tanı yöntemlerini açıklıyor.
“Yapılan araştırmalar, kısırlığın son 10 yıl içinde arttığını gösteriyor” diyen Aydos konuya dair, “Dünya genelinde sperm sayısında her yıl yüzde 2 düşüş kaydediliyor. Araştırmacılar ise bu durumu çevre koşullarının bozulmasına bağlıyor. Özellikle cep telefonları ve bilgisayar kullanımının yaygınlaşması, elektromanyetik dalgalara maruziyeti artırarak, testislerin çalışmasını olumsuz etkiliyor. Benzer şekilde sanayileşmenin getirdiği çevre kirliliği, plastik kullanımındaki artış ve katkı maddeleriyle hazırlanan yiyecekler de sperm kalitesini önemli ölçüde bozuyor ve gebelik şansını azaltıyor, hatta düşük riskini yükseltiyor. Fiziksel aktivitelerden yoksun sedanter yaşama stres, alkol ve sigara alışkanlığı da eklenince sorunun boyutu gün geçtikçe büyüyor” ifadelerini kullandı.
Olumsuz koşullara rağmen önlem alınarak kısırlıktan kaçılabileceğini belirten Aydos, “Alınabilecek önlemlerin başında sağlıklı beslenmek ve düzenli bir yaşam tarzı edinmek geliyor. Ayrıca, uykuya yeterli zaman ayırmak, sigara ve alkolden uzak durmak, kiloyu makul sınırlarda korumak gerekiyor. Çünkü aşırı yağ birikimi, testosteronu düşürebiliyor. Öte yandan, sıcak banyo, sauna ve uzun süre oturmak, testislerin ısısını artırıyor. Bu yüzden, ufak molalarla hareket etmek kritik bir önem taşıyor. Ancak, elbette tüm bu tedbirler bazen yeterli olmayabiliyor” dedi.
Kısırlıkta erken tanının önemini vurgulayan Aydos, “Basit birkaç tahlille sperm kalitesinin durumu ortaya konabilir ve buna göre gereken önlemler alınabilir. Sperm kirlenmesi ne kadar erken düzeltilirse, çocuk sahibi olma süresi de o derece kısalır. Şayet tahlil sonuçlarına göre azospermi yani ölü ya da canlı hiç spermin çıkmaması söz konusuysa, zaman kaybetmeden gerçekleştirilecek tedavilerle erkenden çocuğunuz olabilir. Fakat doğal yolla çocuk sahibi olunmasına engel teşkil eden ve tanı da koyamayacağımız çok sayıda faktörün bulunduğunu bilmek gerekiyor. Bu yüzden, her şey normal bile görülse, doğal yolla gebe kalma olasılığı her ay için yüzde 20-30 civarında seyrediyor. Zamanında basit tedbirler almak, ileride daha zahmetli tedavilere maruz kalmanın önüne geçebilir” önerilerinde bulundu.